Karantina günlükleri

Bir gün gelecek ve pazar gününü en güzel nasıl değerlendirebilirim diye bir yazı yazacağım…

Çin’den sonra tüm dünyaya yayılan corona virüsü Türkiye’ye biraz daha geç gelmiş olsa da maalesef şuan durumlar diğer ülkelere benziyor. Tabi ki de umutsuz konuşmamak gerek. Vaka ve ölüm sayısı ne kadar çok olsa da iyileşen hasta sayısı da çok ve bununla elbet baş edilecektir.

Resmi olarak Türkiye’de ilk vaka 11 Mart’ta ortaya çıktı sonra gün geçtikçe artmaya başladı. Çoğu iş yerleri çalışanlarını evlerine gönderip evden işleri yürütmeye başladı, birçok insan işsiz kaldı, günlük çalışan insanlar eve ekmek götüremez oldu. Salgını yavaşlatmak için lokanta,cafe, eğlence yerleri kapatılınca oradaki insanlar işsiz kaldı. İşine devam edip bunu evden yapamayan insanlar hergün teklikeyle yaşamaya devam ediyor. Aslında detaylara inersek bunlar daha çok dala ayrılır ama asıl evde kalabilen insanların bazılarının evde oturmaması bazılarının ise duyarlı olup evde oturması. Bazı günler sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor, ozamanlarda sokaklar gerçekten boş oluyor. Ama diğer günler sanki bu virüs hiç olmamış gibi insanlar sokağa dökülüyor.

Kendi memleketim dışında ev arkadaşımla yaşadığım evde 11 Mart’tan beridir hiçbir yere çıkmıyoruz. Birimiz uzaktan eğitim görüyor birimiz işini eve taşıyıp evden çalışabiliyor. Market veya pazar dışında yani çok çok mecbur kalmadıkça evden çıkmıyoruz. Bizim gibi olup evde kalamayan insana ne denir hiç bilmiyorum. Sadece salon, balkon ve banyodan ibaret olan bir eve iki kişi duyarlı olup evinde kalabiliyorsa 2+1’de ya da daha büyük evde oturan ve evden çıkmak zorunda olmayan insan nasıl evinde oturamaz. 2 aydır sahile gidemiyorum, hergün yürüyüş yapıp gittiğimiz denizi görememek, gönül rahatlığıyla markete gidememek, çarşıya inip evin bir ihtiyacı için güzel ve bütçeye uygun olsun diye bir iki saat dolaşamamak, nadiren de olsa yaptığımız şeylerden biri cafe ya da bir restorana oturup dışarıda bir şeyler yiyememek. Bunlar hayatımızın bir parçası ve şuan çok uzağımızda. Evet sağlığını, hayatını, en yakınını, tanıdığını kaybeden insanlar var. Ama şuan karantinayı ele alıyoruz ve ne olursa olsun daha kötüsü olabileceğini düşünüp şükretmek ve dua etmek gerekir. Tabi inancı olan için söylüyorum. Şuan Ramazan ayındayız ve ailemin evinde olup gece onlardan önce kalkıp onlara sahur sofrası hazırlamam gerekirken uzaktayım, sahur yapmadan oruç tutuyorum ve iftarda yalnızım en önemlisi de hoşafsız iftar açıyorum. Ama onlar iyi ve bu bana yetiyor.

Peki karantina sürecinde bunca zaman küçücük evde ne mi yapıyorum?

Sabah kahvaltı, biraz temizlik sonra akşam yemeği. Sokağa çıkma yasağı olmadığı zamanlarda evin yakınında 10 ya da 15 dakikalık kısa yürüyüş yapıyoruz, yani aynı yeri 4 5 defa turluyoruz. Evimizin olduğu yer biraz sakin, merkezden uzak, ortalıkta insan yokken çıkıp biraz yürümenin bir sakıncası yok. 4 gün ard arda sokağa çıkma yasağı olduğunda bunu bile yapamamak çok kötü. Netflix üyeliği satın aldık ama bu sizi sıkılmaktan, boğulmaktan ne yazık ki kurtaramıyor. Bir diziye takılıp günde 10 bölüm izleyince daha da bunalıma girebiliyorsunuz. Uyku düzeni bozuluyor ve sağlıklık beslenmemeye de sebep oluyor. Sürekli aynı tarz dizi ya da film izlememek gerek, farklı türler daha faydalı olacaktır. Bazen hiç yeteneğim olmasa da oturup resim çiziyorum. Kitap okumayı çok sevmeme rağmen çoktandır okumuyorum çok tuhaf.

Baktığım 6 tane bitkim var, balkonda yoğurt kovalarında… Çiçeklerimi seviyorum, aloe vera bitkim var, bazen ondan yüzüme maske yapıyorum. Bazen yarım saatlik egzersizler yapıyorum, kahve içiyorum falan… Bir süre sonra insan çok bunalıp düzeni karıştırabiliyor. Karantinada evde yalnız değilseniz çok şanslısınız. Bugün Nisan 28 ve Nisan ayının bitmesine iki gün kaldı. Mayıstan sonrası yaz. Muhtemelen Akdeniz’de Mayıs ayı bitmeden havalar bunaltıcı olacak. Geçen yazlık evdeydik ve günde iki defa denize girip bol bol yüzüyordum, yüzmeyi geçen yaz öğrendim. Umarım her şey eski haline döner de yüzmeyi unutmak yerine daha da ilerletebilirim. İşin kötüsü uzun süre insan içine çıkamayınca öz güven sarsılması oluşuyor. Normalde de ev insanı iseniz bu süreç sizi fazla etkilemeyecek ama çok gezen biriyseniz umarım biraz durulup kendinizi dinlemeye fırsatınız olmuştur. Farklılık her zaman güzeldir.

Bir şeyler araştırıp kültür seviyenizi yükseltebilir ya da evde yapabileceğiniz bir hobi edinip bunu ilerletebilirsiniz.

Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir