Et tırnaktan gençler sosyal medyadan ayrılamaz
Yeni medya içine sosyal paylaşım ağlarını, mesajlaşma ortamları, bloglar ve içerik forumlarını alıyor ve insanların birbirleriyle çok hızlı şekilde iletişim kurmalarına olanak sağlıyor.
Yeni medya yararlarıyla, zararlarıyla hayatımın tam ortasında yer alıyor. Günümüzde yeni medya kavramı ve onun sunduğu imkanların hayatımıza girmesiyle birlikte sosyal yaşamımız, iletişim biçimlerimiz ve medya tüketim alışkanlığımız önemli derecede değişti.
TÜİK’ e göre 2020 yılında Türkiye’de internet kullanan bireylerin oranı %79,0 olarak açıklanmıştı. Sosyal medya ise olumlu olumsuz en çok gençleri etkisi altına almaya başardı. Çoğunlukla sosyal medya erişimi için kullanılan akıllı telefonları ve tabletleri yanımızdan neredeyse hiç ayırmıyoruz. Bu bağımlılık en çok ergenlik çağındaki gençlere zarar veriyor. Fiziksel olarak radyasyon, psikolojik olarak ise yetersizlik hissi başlıca zararlar olarak görülebilir. Radyasyon kronik yorgunluktan hormonsal bozukluğa kadar pek çok rahatsızlığın kaynağı olarak gösterilebilir. Yetersizlik hissi ile başlayan psikolojik seyir ise ilerleyen yıllarda kişilik bozukluklarına sebep olabilir. Dolayısıyla gençler yetişkinlik dönemlerinde uyumsuz bireylere dönüşebiliyorlar. Toplumu ilgilendiren bir konu genellikle ilk sosyal medyada paylaşılır, etki ve tepkiler sosyal medyada daha belirgin halde yansıtılır. Bir tıkla haberlere erişebiliyoruz, bu güzel ama geleneksel medyadan örnek verecek olursak gazete, eskiye göre daha az okunur durumda.
Sosyal medya doğru kullanıldığında gücü ve etkisi çok yüksektir. Sosyal medyanın diğer medyalardan en büyük farkı çift taraflı etkileşiminin olmasıdır. İnternet sayesinde farklı sitelerde arkadaş bulmak o kadar kolay ki birkaç saniyede birileriyle eşleşip tanışabiliyorsunuz. Ne kadar güvenilir ve sağlıklı olduğu elbette tartışılır. Sosyal medya kişiliğimizi dahi gizleyebiliyor. Sanal ortamda özgüvenli görünen biri yüz yüzeyken çok çekingen olabiliyor.
Et nasıl tırnaktan ayrılmaz denir ya gençler de sosyal medyadan ayrılmaz. Sadece gençler değil elbette çoğu insan için böyle diyebiliriz. İyisiyle ve kötüsüyle hayatımızın tam ortasında ve bizi etkisi altına almaya devam ediyor, edecek…